Arayı açmadan tekrardan merhabaa!! :))
Durdum düşündüm ve o kadar tekrar tekrar izlememe rağmen Klasiklerden uyarlanan filmlerin yorumlarını girmemişim bence artık girmeliyim dedim ve karşınızdayımm!! ^^
Bugün gerçekten sevdiğim filmler arasında yerini alan Persuasion yani İkinci Şans filmine yorum yapacağım. :)
İlk olarak filmin konusundan bahsedeyim.
19 yaşındaki Anne (Sally Hawkins), genç ve yakışıklı deniz subayı Frederick Wentworth’e (Rupert Penry-Jones) delicesine aşık olmuştur. Ama Frederick’in ne serveti ne de sınıfsal düzeyi uygun değildir. Anne’in ailesi bu birlikteliğe karşıdır ve onu nişanı bozmaya ikna ederler.
Sekiz yıl sonra, Anne kararından pişman olur. Frederick’i sevmekten asla vazgeçmez ve Frederick, ün ve servet sahibi olarak denizden döndüğünde, yöredeki evlenme çağına gelmiş her genç kadın gibi sadece seyreder. Frederick, kalbinin sesini dinlemek yerine ailesini dinleyen Anne’i affedebilecek mi?
Konumuz bu şekilde, bence çok hoş bir kurguya sahip bir film. Kitabını daha okumadım şu an elimde bakalım okuyabilecek miyim. :)
Buda bizim afiş hımm daha güzel olabilirdi değil mi?
Filmi kaç defa izledim emin değilim ama rekor Aşk ve Gurur'un tabisi dee. :)
Filmde ki başrol oyuncularımız;
Anne (Sally Hawkins)
Yüzbaşı Frederick Wentworth’e (Rupert Penry-Jones)
Başrol oyuncuları gerçekten rollerinin hakkını vermiş. Buradan tebrik ederim...
Neyse efenim filmde Yüzbaşımız ve Anne gençlik zamanların da birbirlerine aşık olurlar ve nişanlanırlar fakat önlerinde servet avcısı gibi duran Anne'nin babası vardır. Ve bu evliliği onaylamaz. Anne ise her iki taraf için nişanı bozar. Yıllar sonra evlerini kiralık olarak Yüzbaşımızın ablası ve eniştesi alır. Bu şekilde Anne eski ve hala içinde yaşattığı aşkıyla tekrar karşılaşır.
Anne onu artık sevmediğini düşünür bu yüzden çok acı çeker, üstüne üstlük ablasının görümcesiyle Yüzbaşı iyi geçinmektedir ve aileler bunun evlilikle sonuçlanacağını düşünmektedirler. Bu Anne için katlanılmaz bir şey haline gelir. Fakat aşkını kalbine gömmeyi reddeder.
Olaylar çok farklı yönlere sarpar ama ben tabii ki de açıklamayacağım. :) İzlemenizi öneririm nasıl bir sonla bitiyor, mutlu son mu yoksa acıklı bir son mu onu bilemem size sürpriz olsun. ^^
Ben filmde Anne'nin ailesine ve onun onlar için yaptığı fedakarlıklara az da olsa sinir oldum çünkü ailesi onu adam yerine koymak dursun aralarına almak bile istemiyorlar. Buna rağmen Anne ailesinin yanında durmakta kararlı davranıyor ama nereye kadar?
Ve babaları.
Aslında çok da derine inmek istemiyorum. Film hakkında yorum yapıp, filden kareler paylaşıp yorumumu bitireceğim. Tavsiye kısmını unutmayalım karelerden sonra tavsiyem elbet olacak. :)
Filmden kareler bu şekilde tabii tüm filmi buraya taşımadım. :)
Sıra giflerde ^''
Giflerde bu kadar.
Kesinlikle tavsiye ediyorum zaten Jane Austen eserlerinin filmlerini çok iyi yapıyorlar. Bu yüzden izleyin derim çok beğeneceksiniz diye düşünüyorum. :)
Tavsiye kısmı da bittiğine göre yazımın sonuna gelmiş bulunmaktayım. Umarım bu yazıdan sonra filmi izleyen olur ve beğenir. :) Buradan görüp izleyenler film hakkında yorum bırakırlarsa çok sevinirim çünkü ne düşündüğünüzü merak ediyorum. :)
Not: Aşk ve Gurur filmi için yazdığım yazıya bakmak isteyenler buraya bakabilir. ;)
Şimdilik benden bu kadar kendinize iyi bakın, sevgilerle...